Mantıksal Maneviyat
Doğanın Mantığıyla Birlikte Maneviyata Kapsamlı Bir Bakış
Ya evrendeki hiçbir şey rastgele değilse? Her hastalık, her şans eseri olay, her başarı ve başarısızlık, hatta her felaket, görülmeyi bekleyen daha derin bir düzeni takip ediyorsa?
Keşfetmek için kaydırın
Farkında olmasak bile manevi bilgiler uzun zamandır bize iki evrensel gerçeği işaret ediyorlar: eşitlik ve özgürlük. Ortak geçmişimiz boyunca insan bilincine yerleşen ayrımların ötesinde, her canlı ortak bir öz olan doğayı paylaşır. Doğa kanunlarında cins, yaş, cinsiyet, ırk ve sınıf fark etmezsizin her canlı eşit muamele görür. Yaradan'ın nezdinde her yaşam kutsaldır ve içsel bir değere sahiptir.
Mantıksal Maneviyat, çeşitli kültürlerin geleneksel maneviyat öğretileri ile sosyal bilgi birikimlerini yoğurarak kapsamlılaştırır, ve doğanın görülmeyen mantığını gün yüzüne çıkarır. Eşitlik ve özgürlük ilkelerinin hissedilen gerçekte nasıl gözlemlenebileceğini, tüm canlıların sağlığını odak noktasına alarak Bütünlük ve Doğadaki Adalet bakış açılarıyla açıklar.
Bütünlük: Birleşik Bir Yaşam
Tıpkı bir vücuttaki organların birbirlerine bağımlı olması gibi, tüm canlılar da görünür ve görünmez bağlar aracılığıyla birbirlerine bağımlıdır.
Hepimiz, sınırsız evrenin içinde küçücük bir alan olan ve Dünya olarak tanımladığımız bir bütünde doğayı hissederek yaşamaya çalışıyoruz. Zihnimizin vücudumuzla olan uyumunu daha iyi kavrayabilmek için, doğanın küçük bir iz düşümü olarak, gözlemlerimizi daha geniş bir bakış açısıyla ele almamız gerekiyor. Benmerkezci yaklaşımlardan ziyade, çevremizin ve yaratımlarımızın ayrıntılarına dikkat ederek doğayla olan bağımızın derinliğine yönelik farkındalık kazanabiliriz. Çünkü gerçekleştirilen her eylem aynı zamanda çevresindeki yaşamın detaylarını yansıtır. Her ses, hareket, kelime, düşünce ve sanat eseri birbirine bağlıdır. Peki, bu bağı nasıl görünür kılabiliriz?
Bu örnek deney farkındalık kazanmanıza yardımcı olabilir
Dikkatinizi dağıtan unsurları kısıtlamak için kulaklık takın. Bulunduğunuz yeri ve gözlemlemek istediğiniz alanı görsel kaydediciler kullanarak kayıt altına alın. Zihninizi kendinize odaklayarak bulunduğunuz odada konuşmaya, yazı yazmaya, resim yapmaya veya müzik üretmeye başlayın. Siz yaratımınızla uğraşırken, diğer canlıların odanızda, evinizde, bahçenizde veya sokağınızda istedikleri eylemleri gerçekleştirmelerini isteyin. Bir süre boyunca bu deneyi devam ettirin. Sürecin ardından kaydettiğiniz yaratımlarınızı dikkatlice inceleyin. Söylediğiniz bir kelimenin, uyguladığınız bir hareketin, yaptığınız bir hatanın veya gerçekleştirdiğiniz bir seçimin diğer canlılarla olan ahengini görebilirsiniz. Duymadığınız ve görmediğiniz o canlıların renk seçimleri, hareketleri, konuşmaları ve hatta düşünceleri sizin yaratımınızın her biçimine yansımıştır. Böylece kendi varlığınız aracılığıyla etrafınızdaki varlıkların izlerini de yansıttığınızı fark edebilirsiniz.
Akıl, farklı sembollerin bir karışımı olarak insanın hayal gücüne aracılık eder. Zekâ ise zihindeki yaşam tecrübesinin son ucudur. Bütünlük bakış açısını fark ettiğimizde, rahimde başlayan yaşam yolculuğunun nasıl şekil aldığını görebiliriz. Ebeveynlerin çevreleriyle olan bağ kurma biçimleri (eylemleri) ve çevredeki canlıların seçimleri bir bebeğin genlerindeki dizilime yansır. Doğanın küçük bir iz düşümü olarak, her bebek hem yakın hem uzak çevresinin izlerini görünür biçimde taşır. Zihinsel ve fiziksel gelişim insanın tüm yaşam sürecinde benzer bağlamda şekil alır. Hislerimiz, zamanın ve mekanın ötesinde, iç içe geçmiş bir biçimde birbirimize yansır. Haliyle yaşam bağlarımız çok yönlüdür. Birbirimizle olan görünmez bağları görünür kılabilen duyularımız, farklı şekillerde yaşamın bütünlüğünü bize kanıtlar. Bir internet yayınını izleyenlerin duygu durumları, birbirleriyle konuşmuyor olsalar bile, yayıncının hislerine yansır; siz evinizde öylece hangi şarkıyı çalacağınızı düşünürken sokaktan geçen birinin varlığı seçiminize ilham (veya vesile) olur; alışveriş yaptığınız marketteki birinin stresi size durduk yere terlemek olarak yansır; geçmiş zamanda kaydedilen bir yayında mevcut olan his kümesi, o yayını izleyenlerin veya çekim esnasında orada bulunanların hislerini de gelecekte bize yansıtır; kullandığınız herhangi bir ürün, üretimi esnasında yaşanan tüm his kümelerini beraberinde getirir... Örnekleri hayatımızın detaylarını tekrar yorumlayarak çoğaltabiliriz. Aslında her an görmediğimiz yaşam mucizeleriyle doludur.
Adalet: Doğadaki Görülmeyen Mantık
Bütünlük yaşamımızdaki bağları hislerimizle detaylandırırken, doğadaki adalet bağlarımız arasındaki dengeyi sağlar. Adalet, canlılığın ve canlıların sağlık durumlarında kendini kanıtlar. Doğada bahşedilen özgürlükte her canlı eşit muamele görür. Her varlık farklı his kümelerinden oluşan anlamlar barındırır ve iyi ya da kötü eylemler gerçekleştirmemize vesile olur. Her eylemimiz olumlu veya olumsuz olarak kendi sonuçlarını beraberinde getirir. Yaradan gerçek niyetimizi her zaman bilir ve yaşamımızda gerekli olan sonucu bize doğru çeker. Sebep-sonuç ilişkisinden hiçbir canlı kaçamaz.
Eşitlik
Ortak Sağlık, Aynı Yasalar
Tüm canlılar ortak yaşamlarında aynı doğa yasalarına tabidir: doğum, gelişim, hastalık, iyileşme ve ölüm. Bütünlük kapsamında, bir canlının olumlu gelişiminin etrafına faydalar sağlaması gibi, birinin hissettiği acı tüm çevresinin sağlığını da etkiler. Eşitlik biyolojik ve ekolojik bir gerçektir.
Özgürlük
Doğal Sınırlar İçindeki Seçimler
Her varlık yaşamak, beslemek, zarar vermek, korumak, sömürmek, iş birliği yapmak veya görmezden gelmek için özgürdür. Yıkıcı eylemler eylemde bulunana ve ekosisteme zarar verir. Eşitliğe saygı gösterilmediğinde, özgürlüğün sınırları doğada belirir. Tüm canlıların yaşamına saygı duymak, daha özgür olmayı sağlar.
Yaradan, hislerimiz arasındaki bağlara müdahale ederek doğadaki adaleti sağlar; varlıkları denge için gerekli unsurlara dönüştürür. Eşitlik ve özgürlük ilkeleri için ihtiyaç duyulan sağlık koşulları farklı zamanlarda ve şekillerde uyumu sağlar. Fiziksel sağlığın olumlu bir biçimde kullanılabilmesi için zihinsel sağlığın denge araçları olan şans ve yetenek faktörleri şekillenir. Başlangıçtan günümüze yaşanılan tüm hastalıklar, salgınlar, depremler, fırtınalar, seller, kuraklıklar, hayvan saldırıları, çatışmalar, krizler ve savaşlar doğadaki adaleti gözler önüne serer. İnsanlık, doğanın sembollerini yalnızca kendi anlam çerçevesine indirgediğinde ve diğer canlıları umursamadığında, kendi refahını da ertelemiş olur. Tüm sonuçlar eşitlik ve özgürlük ilkelerinin nasıl uygulandığını doğrudan yansıtır. Her olumsuz sonuç, doğada yaşanan adaletsizliğin sessiz bir çığlığıdır. Örnek olarak: Haberlerde geçirdiği trafik kazasını anlatan birini izlerken, aynı zamanda o kişinin görmediğimiz başka bir suçunu itiraf ettiğini duyarız. Herhangi bir öğreti veya bilgi, doğadaki adalet dengesiyle örtüşmeyebilir. Doğadaki adaletin tecelli etmesi gerektiği durumlarda önüne geçebilecek herhangi bir teknoloji hiçbir zaman var olmayacaktır.
Olumlu Sonuçlar
- Verimli toprak, dengeli hava koşulları ve ekolojik uyum...
- Güçlü bağışıklık sistemine sahip olmak, güçlü zihin sağlığına erişmek, yeteneklerde artış ve uzun ömür...
- Destekleyici unsurlarla karşılaşmak, yeni fırsatlar keşfetmek, pratik çözüm bulmak ve doğal korunma kazanmak...
Olumsuz Sonuçlar
- Kuraklıklar, seller, kasırgalar, yangınlar ve küresel ısınma...
- Fiziksel ve zihinsel hastalıklar; kalp krizleri, genetik bozukluklar ve pandemiler...
- Ekonomik zorluklar, fırsat kayıpları, her türlü ev/iş/sokak kazaları...
Sağlık: Doğadaki Adaletin Aynası
İnsan bedeni, gözlemlenmesi gereken mantığı bizzat kanıtlar. Fiziksel ve zihinsel sağlığımız, doğanın adaletiyle uyumumuzu ve ilişkilerimizin niteliğini doğrudan yansıtır.
Her hastalık, olumsuz eylemlerimizi vücudumuz aracılığıyla bize açıklar. Eylemlerimiz, herhangi bir ilişkide hem içe hem dışa yöneliktir. Kendimize yönelik olan eylemlerimiz, başkalarına yönelik eylemlerimiz kadar önemlidir. İyi niyet, merhamet, dürüstlük, paylaşım ve başkalarına yardım etme gibi olumlu özellikler, organlarımızı, zihinsel dayanıklılığımızı ve genel sağlığımızı güçlendirir. Doğada gerçekleştirdiğimiz olumsuz eylemlerimizi onarmadıkça, hastalığımız iyileşmez veya bir başka hastalığa yakalanırız. Bilinenin aksine, sağlıklı ve uzun bir yaşam için özel bir beslenmeye, tedaviye veya ilaca ihtiyaç duymayız. Güncel tedavi yöntemleri, herhangi bir topluluk içinde tekrarlanan olumsuz eylemlerden dolayı açığa çıkan sonuçlara yama uygulamaktan öteye gidemez. Bu yüzden daha iyi bir sağlık için, daha iyi bir insan olmamız ve iyi ilişkilere önem veren bir toplum inşa etmemiz gerekir.
Organ-Eylem-Sonuç Benzetmesi
Vücudumuzdaki organların işlevleri, bir toplulukta ve toplumda gerçekleştirdiğimiz eylemlerin sonuçlarını açıklamaya yardımcı olur. Böylelikle organlarımızın sağlık durumları ve işleyiş amaçları bir araya gelerek bize sessiz bir rehber sunar. Aşağıdaki örnekleri inceleyerek kendi bedeninizdeki organların işlevlerini ve sağlık durumlarını daha iyi gözlemleyebilirsiniz.
- Sağlıklı bir zihin ve bağışıklık sistemi, doğanın bize çok değer verdiğini gösterir.
- Hastalık, uyumsuzluğumuzun bir işaretidir. Çevreyle ve birbirimizle olan ilişkilerimizdeki dengeyi yeniden sağlamamızı amaçlar.
- Doğayla muazzam bir uyum yakaladığımızda, zihinsel ve fiziksel sağlığımız kapsamlı bir koruma kalkanına sahip olur.
Zayıf görme yeteneği, birinin fırsatlarına göz yumduğunuz anları yansıtabilir. Odaklanma eylemine yönelik yarattığınız olumsuzluklar, gözünüzdeki odaklanmaya yansıyabilir.
İşitme duyunuzun azalması, kendinizin veya başka birinin yardım çığlığını/isteğini duymazdan geldiğiniz veya yön bulmasını engellediğiniz zamanları yansıtabilir.
Kendinizin ve başka birinin yaşamında yarattığınız zorluklar kalp krizi riskinizi yükseltebilir.
Vücudunuzdaki kambur, hem kendinize hem başkalarına yaşam zorlukları yüklediğinizi anları yansıtabilir.
Eğer diyabet sorunu yaşıyorsanız, kendinize ve etrafınızdaki insanlara katı davranma oranınız kanınıza yansıyordur.
Eğer kansere yakalandıysanız, bir canı aldınız veya bir canlıya derin acılar yaşatmışsınızdır. Her kanser, olumsuz eylemlerinizden doğan sonuçların birikimleri olarak farklı evrelerde vücudunuza yansır.
Sağlıklı bir yaşam, sadece güçlü bir bedene sahip olmak değildir; aynı zamanda, kişinin bütün potansiyelini geliştiren bir zihnin varlığına bağlıdır. Zihinsel sağlık, odaklanma, fırsatlar, yetenekler ve diğer şans unsurları aracılığıyla büyümeyi besler — bunların tümü de doğanın adalet terazisine bağlıdır. Çevremizle olan ilişkilerin getirileri olan doğal yeteneklere sahip olabiliriz. Doğanın bütünlüğünde, bir bebeğin gelişimi esnasında oluşan hastalıkların ebeveylerin çevreleriyle olan ilişkilerine bağlı olduğunu anlayabiliriz. Kalıtsal hastalıkların iyileşmesi için daha fazla çaba göstermek gerekir. Muhtemelen çoğu genetik hastalığın tedavisi sadece bir sonraki nesilde gerçekleşebilir. Çünkü bizden önceki ve mevcut nesiller aracılığıyla doğaya verilen zararın incelenmesi ve telafi edilmesi gerekir. İnsanı doğanın bir parçası olarak görürken, diğer canlıları unutmamalıyız. Bu yüzden, bazı geleneklerin tekrar yorumlanması gerekebilir: Öz eleştiri ve farkındalık her iyileşmenin başlangıcıdır. Herhangi mikrop, virüs veya kimyasal vücudumuza girdiğinde, seçtiğimiz eylemlere göre vücudumuzda yön bulur. Zararlı davranış kalıplarında ısrar etmek, bunların vücudumuza zarar vererek yayılmasına yol açar. Çevremizle birlikte kendi vücut sistemimizi anladıkça ve eylemlerimizi farkındalık, iyileşme ve yenilenme ile yönlendirdikçe, vücudumuz dengesini yeniden kazanır ve zararlı maddelerden kurtulmanın bir yolunu bulur. Doğayla uyumumuzun çok iyi olduğu durumlarda, vücudumuza verilen bilinçli zararlar sorumlularının doğada cezalandırılmasına vesile olur. Organ-Eylem-Sonuç Benzetmesi yaşadığımız tüm kazalar için de geçerlidir. Herhangi bir kaza sonucunda vücudumuzda oluşan hasarlar, kazadan önceki olumsuz eylemlerimizin bir yansıması olarak bize bir ders vermeyi amaçlar. Yaşadığımız bir kazanın oluşma şekli ve organlarımızdaki hasarların yeri, sebep olan eylem(ler)imizin biçimlerini açıklar; zihnimizdeki odak noktamızı ve vücudumuzu nasıl kullandığımızı anlatır. Bilinenin aksine, hiçbir canlı başka bir canlıya doğada haklı bir sebebi olmadan zarar veremez. Güncel yönetim sistemlerindeki korku faktörleri, sadece özgürlüğe ulaşılmasını zorlayan zihinsel stratejilerden ibarettir. Doğadaki dengenin sağlanabilmesi için, Yaradan aracılığıyla hafızamız, düşüncelerimiz ve hislerimiz şekil değiştirebilir, sınanabilir ve silinebilir. Doğayla kurulan dengeli bir bağ, sağlam bir zihinsel yapıya imkan tanır. Hatalarımızı telafi etme fırsatı yeniden doğsa bile, bazı hatalar geri dönülemeyecek sonuçlara vesile olur. Böylece, sağlığımıza olumsuz etkilerde bulunan ve tam olarak tanımlanamayan stres faktörünün, temel bağlamda nasıl kaynaklandığını, nasıl biçimlendiğini ve neden sorunlara yol açtığını görebiliriz. Doğal afetlerin vücudumuzdakine benzer bir sebep-sonuç ilişkisiyle gerçekleştiklerini gözlemleyebilmemiz için kendimizi ve çevremizi daha iyi tanımamız gerekir. Belirli bir çevrede kaynaklanan olumsuz eylemlerin birikiminden açığa çıkan stres, bir süreç halinde fay hatlarına yansıyarak depremleri şekillendirir. Doğanın sessiz dilini anladıkça nasıl bir ahenk içinde yaşamamız gerektiğini daha iyi anlayabiliriz.
Proje: Bir Felsefi Akım
Daha iyi sağlık. Daha fazla şans. Sayısız fırsat.
Mantıklı Maneviyat aracılığıyla, Eşitlik ve Özgürlük ilkelerinin doğada nasıl var olduğunu öğrendik. Bu temel bilgiyi genişleterek, paylaştığımız çevrelerin sağlık koşullarını iyileştirebiliriz. Çok kaotik veya tehlikeli gözüken yerlerde bile, hiç hasta olmadığımız ve kaza geçirmediğimiz eğitimli bir toplumda yaşayabiliriz. Aynı zamanda doğadaki şansı daha fazla fırsatlarla birlikte herkesin hayatına sunabiliriz.
Sağlık
İlaç kullanmadan bütün hastalıkları tedavi edebiliriz. Sağlıklı bir toplumda yaşayabilmek ve tedavilerden sonra olumsuz davranışların tekrarlanmaması için her canlının yaşam koşullarının geliştirilmesi gerekir. Çünkü sağlıklı bir yaşam herkes için temel bir haktır. Hastane ve ilaç sayılarındaki artış, toplumun genel sağlığının kötüleştiğini ve olumsuz davranışların arttığını kanıtlar. Dolayısıyla hastane açmak bir başarı değil, yardım çağrısıdır. Şu anda siz bu metni okurken, birileri hastanede acı çekiyor, kaza geçiriyor veya hayatını kaybediyorlar... Tüm olumsuzlukların sebepleri analiz edilebilir ve çözümler topluma öğretilebilir. Herhangi bir eylemde bulunan bir işçinin doğanın adaletiyle karşı karşıya kalması, sorumlulukların eşit olarak paylaşılması gerektiğini kanıtlar.
Eğitim
Doğadaki adalet gerçeğini her insana ayrıntılı olarak öğretmek, tüm canlıların hakları ve potansiyelleri için gereklidir. Eşitlik ve Özgürlük ilkeleri doğrultusunda yaşam kalitesindeki artış, tüm topluma olumlu yansır. Herkes daha fazla yetenek edinmeyi ve şekillendirmeyi, sosyal etkileşimleri doğanın şans ölçeğiyle daha iyi uyumlu hale getirmeyi, herhangi bir işi daha sağlıklı bir şekilde nasıl geliştireceğini ve doğanın bahşettiklerinde görülmeyi bekleyen daha fazla kazancı nasıl ortaya çıkaracağını öğrenebilir. Sosyal bilimlerde çığır açacak olan Mantıksal Maneviyat öğretileri, felsefe, psikoloji, sosyoloji ve diğer alanların birbiriyle olan bağlantılarını daha derinlemesine anlamamızı sağlar.
Çevre
Çevredeki değişimler, hava koşulları ve doğal afetler gibi tüm doğa olayları, toplumların zihin yapılarının ve eylemlerinin sonuçlarını yansıtır. Doğanın sessiz dili anlaşıldıkça, olayların sebeplerini anlamak kolaylaşır. Mühendislik, mimarlık, şehir planlaması, ulaşım, enerji üretimi ve diğer tüm alanlar, doğadaki adalet gerçeğine uygun olarak gelişmelidir. İş modelleri ve kullanıcı arayüzleri, kullanım yoluyla olumsuz eylemlerin gerçekleşmesini önlemek için Mantıklı Maneviyat öğretilerine uygun olarak tasarlanmalıdır. Tek bir kaldırım taşını hareket ettirmek bile, onu hareket ettiren kişinin sağlığına zarar verebilir. Herhangi bir olumsuzluk veya hastalık toplumun diğer kesimlerine yayılır.
Yaşam
Herhangi bir fikir, buluş veya ürün, çevredeki canlıların ilhamıyla (aracılığıyla) ortaya çıkar. Bu nedenle, her kazanım toplum için ortak bir kazanım olmalıdır ve zaten öyledir. Tüm canlıların birbirlerine bağlı olduğu bir yaşam düzeninin bilincine erişerek, bireysel başarıları tekrar yorumlamalıyız. Her şeyin bedava olduğu doğada, geçim mücadelesi, stres, bencillik, fırsat eşitsizliği ve diğer tüm olumsuzluklar sağlıklı bir yaşamın önündeki engellerdir. Yaşamak için dünyaya geldiğimizi fark ederek, çevrenin kaynaklarını herkesin refahını gözetecek şekilde değerlendirmeliyiz. Doğanın dengeyi sağlamak için sunduğu fırsatların olumsuz biçimlerde değerlendirilmelerinin önüne geçilmelidir.
Doğadaki adalet sürekli hareket halinde!
İnsanların doğadaki mantığı görebilmeleri için farkındalık kazandırabiliriz ve birlikte yaşam döngülerimizde tekrarlanan hataları iyileştirebiliriz.
Bana herhangi bir şekilde yardımcı olmak veya deneyimlerimden faydalanmak isterseniz, aşağıdaki iletişim seçeneklerini kullanabilirsiniz. Doğanın ilkelerine yönelik derin bir mutabakata sahibim ve tüm toplumsal projelere katkıda bulunabilirim.
Doğadaki adaletin huzurunda, eşitlik ve özgürlük için haklarınızı talep etmeniz asla sorgulanamaz. Eşitlik, hiçbir varlık sonuçlardan kaçamadığı için vardır. Özgürlük ise her varlığın kendi içindeki yolunu seçebilmesinden doğar.